EDAT (İLGEÇ)
Sözcükler arasında
türlü anlam ilgisi kurmaya yarayan ve anlamları ancak bu görevleriyle beliren
sözcüklerdir.
Özellikleri:
- Tek
başlarına anlamları yoktur.
- Kurdukları
anlam ilgisi cümleden cümleye değişir.
- Anlam
ilgisi kurdukları sözcükler ve söz grupları yardımıyla bir anlam kazanmış
gibi görünürler.
Not:
Edatlar iyelik eki aldıklarında isim görevindedirler.
Ör: onun gibisi, bu kadarı…
İLE:
“ile” nin edat veya
bağlaç olduğunu anlamak için “ile” yerine “ve” getirebiliriz. “ile” yerine “ve”
getirdiğimiz zaman anlamsız oluyorsa edat, anlamlı oluyorsa bağlaçtır.
ü İstanbul’a
uçakla giderdi. (edat)
ü İstanbul
ile Ankara’ya her hafta giderdi. (bağlaç)
ü Kapıyı anahtarla
açtı. (Araç)
ü Ahmet,
arkadaşıyla sinemaya gitti. (Birliktelik)
ü Fırtınanın
çıkmasıyla tekneler denize açılamadı. (Sebep-Sonuç)
ü Sevgilisinin
ardından hasretle bakakaldı. (Durum)
GİBİ:
Çeşitli
anlam ilgileri kurabilir. “ile” gibi karıştırılacak bir durumu yoktur.
ü Yolcuyum
bir kuru yaprak gibi. (Benzetme)
ü Ahmet,
Veysel gibi çalışkandır. (Benzetme/ Karşılaştırma)
ü Aysel
bugün ağlamış gibi. (Olabilirlik)
NOT: Kullanıldıkları
yere göre isim, sıfat, zarf olarak karşımıza çıkabilirler.
•
Bülbül
gibi sesiyle bizi dinlendirdi. (sıfat)
•
Onun gibisini görmedim. (isim)
KADAR:
Kavramları
karşılaştırarak eşitlik, benzerlik, yaklaşıklık ilgileri kurar. “ile” gibi
karıştırılacak bir durumu yoktur.
ü O
da senin kadar çalışkandır. (Eşitlik)
ü Ay
kadar parlak yüzü vardı. (Benzerlik)
ü Bin
kadar kitap basıldı. (Yaklaşık)
ü Dünya
kadar borcum var. (Abartma)
NOT:
Başka sözcüklerle birleşince sıfat, zarf ve ek alırsa isim olur.
ü Pamuk
kadar yumuşak bir yastıktı. (sıfat)
ü Sabaha
kadar çalıştım. (zarf)
ü Bu
kadarını beklemiyordum. (isim)
İÇİN:
Çeşitli
anlam ilgileri kurabilir. “ile” gibi karıştırılacak bir durumu yoktur.
ü Seni görmek için geldim.
(Amaç-Sonuç)
ü Soğuk
olduğu için dışarı çıkamadım. (Sebep-Sonuç)
ü Kitabı
sizin için getirdim. (Özgülük)
ü Onun
için “temiz çocuk” diyorlar. (Hakkında)
ü Neler
yapmadım ki ailen için. (Uğruna)
GÖRE / (-e) GÖRE:
Yönelme
(-a/-e) durumundaki isimlerle öbekleşerek görelik ilgisi sağlar.
ü Padişaha göre
halk çok mutluydu. (Düşüncesine göre)
ü Gönlüne göre birini bulamadın mı? (Uygun)
ü Modaya göre giyiniyor. (Uygun /
Gereğince)
YALNIZ:
Edat
olarak kullanıldığı cümlede “sadece” anlamında kullanılır. Yani yerine “sadece”
getirdiğimizde anlamda bozulma olmaz.
ü Böyle
bir hareket yalnız senden beklenir. (Edat)
ü Her
zaman yalnız çalışır. (Zarf)
ü Yalnız insan karamsar mıdır? (Sıfat)
ü Roman
da yazmış; yalnız hikayeleri daha güzel. (Bağlaç)
ü İnsanların
en yalnızı kitap okumayanlardır. (İsim)
MI / Mİ:
Soru
edatıdır. Kendisinden önceki sözcükten daima ayrı yazılır. Kendisinden sonra
gelen ekler ise “mı/mi” ye bitişik yazılır.
ü Edatları anladınız mı?
NOT:
“sadece” ve “sanki” sözcükleri tek başlarına kullanılan edatlardır.
“yalnız, ancak, tek, bir” sözcükleri
ise “sadece” anlamında kullanılırsa edat olur.
Onun
ne istediğini sadece kendisi bilir.
Onun
ne istediğini yalnız kendisi bilir.
Onun
ne istediğini ancak kendisi bilir.
Onun
ne istediğini tek kendisi bilir.
BAĞLAÇ
Cümleleri,
eş görevli sözcükleri ya da söz gruplarını biçim ve anlam yönünden bağlayan
sözcüklerdir.
ü Osman
ile Bekir beni ziyarete gelmiş.
NOT:
Karşıt cümleleri bağlayanlar: ama, fakat,
lakin, halbuki, oysa, hiç olmazsa, bununla birlikte, ne var ki…
ü Gece
gündüz çalıştım; ama başarılı olamadım.
ü Her
türlü önlemi alıyorum; fakat sonuç yine aynı.
ü Hem ağlarım hem giderim.
ü ODTÜ veya Boğaziçi
olacak.
ü Ne benimle
kalmasını isterim ne beni aramasını.
ü Hiç haber alamadık; yoksa
başına bir iş mi geldi?
NOT:
Bağlaçlar anlamlarına göre de incelenir.
ü Hem ders dinleyin hem
de not alın. (İkisi de birlikte)
ü Ya ders dinleyin ya da not
alın. (İkisinden biri)
-EDATLARLA BAĞLAÇLARIN KARŞILAŞTIRILMASI-
1-
Edatlar bir cümlenin ögesi olurken, bağlaçlar bir öge özelliği göstermez.(Öge
içinde yer alabilir.)
Sabaha
karşı İstanbul’a vardık.
Z.T.
Kitabını ve defterini masaya
bıraktı.
Nesne
2-Edatlar
cümleden atılamaz. Cümle anlamsızlaşır. Bağlaçlar cümleden çıkarılınca anlamı
daralsa da cümle anlamı bozulmaz.
Senin gibisini
ömrümde görmedim.
Senin
ömrümde görmedim.
Koştum ama yetişemedim.
Koştum
yetişemedim.
NOT:
Bu özellik her zaman için geçerli değildir.
ÜNLEM
Herhangi
bir durum ya da olay karşısında ansızın beliren coşkun duyguların etkisiyle
ağızdan bir çırpıda çıkan ve duyguları daha etkili yansıtmaya yarayan
sözcüklerdir.
Ünlemler
özelliklerine göre ikiye ayrılır.
a-)Duygu
ünlemleri: “ah, vah, tüh, aman, imdat, oh, yuh, ah, üf ...”
•
Ah,
neydi o eski günler!
•
Hey gidi
günler hey!
•
Oğlum!
•
Ha gayret!
•
Eyvah!
Babam geliyor.
NOT: Ünlemler bulundukları
cümlelere göre farklı anlamlar kazanabilir.
Ah!
O yıllara tekrar dönebilsem. (Özlem)
Ah!
Kolum. (Acı)
Ah!
Onu bir yakalarsam. (Kızma)
Ah!
Senin bu halin içimi paralıyor. (Üzülme)
NOT:
Ünlemler,
eğer isim çekim eki alırsa artık ünlem olmaktan çıkar ve adlaşırlar.
Onun
ahını çekemem artık!
Eyvahlar başladı işiniz var demektir.